25 Nisan 2017 Salı

NİYALLİ

Seellamm ben geldim. Niyal...
Şimdi öncelikle ben kendimi şöyle bir insanım böyle bir insanım diye anlatmayacağım pek güzel gelmiyor bana. Ben yazdıkça, bir şeylerden bahsettikçe, kendimle alakalı bir şeyler paylaştıkça az çok anlaşılır. Zaten aslında kendimden önce bahsetmek istediğim bir insan var. Böcük. Bu güzel insandan bir miktar bahsetmeliyim. Böcük bana sürekli 'Ya Niyal Blog açalım artık Allah aşkınaa bak sen yazabiliyorsun içindeki o yazmayı seven Niyali dışarı çıkar hapsetme onu' diyee diyee kanıma girdii ve sonuç BURDAYIZ. İyi günümde, kötü günümde, zor anlarımda, yardıma ihtiyacım olduğunda, desteğe ihtiyacım olduğunda yani anlayacağınız her zaman her anımda yanımda oldu bu Melek benim. Ve gördüğünüz gibi olmaya da devam ediyor. Canımdan ötem benim. Böcük beni gazlamasaydı ben sadece meşhur defterime yazmakla kalacaktım. Aşırı seviyorum içimdekileri kelimelere dökmeyi. Dünya üzerindeki en güzel şeylerden biri belkide. Rahatlıyorum. Müthiş bir huzur veriyor. Sürekli bir şeyler karalayanlar bilir bu hissi. He sadece deftere bir şeyler yazmak kötü bir şey diye demiyorum orda da çok çok özel şeyler yazılı belki de buraya yazmayacağım, yazamayacağım şeyler ama kendi dünyamda yaşadığım şeyler, duygular dışında bahsetmek istediğim aktarmak istediğim çok fazla şey var. İşte o yüzden buraya yazmak müthiş bir fikir. Bu da benim ilk giriş yazım olsun o zaman minik bir yazıyla başlamış olayım. Bundan sonraki eğlenceli bol minnoşlu yazılarda görüşmek üzere :)
-NİYAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder