25 Mart 2018 Pazar

Karamsarlı Gece

Bazı şeyler hiç geçmeyecek sanıyorsun. O an böyle duvarlar üstüne üstüne geliyor, bir şey seni boğuyor, midendeki o garip his seni ele geçiyor. İliklerine kadar acı çekiyorsun, kalbin sıkışıyor. Aslında geçecek biliyorsun yani herkes öyle diyor ya “bu da geçer” , şu dünyada atlatılamamış bir acı var mı sanki? Haklılar. Ama o an sanki ölüm ellerini kelepçelemiş gibi, çaresizsin. Beynin sana acı çektiren düşünceyi bozuk bir kaset gibi tekrar edip duruyor. O an sana dünyanın sonu gibi gelen gün 1 sene sonra aklının köşesine bile uğramıyor ve biz kendimize unutulup gidecek düşüncelerle günlerce işkence ediyoruz aslında. Mesela ben kendimi iyileştirmek yerine o bozuk kaseti bilerek çalmaya devam ediyorum aklımda. Mutluluğu yakalamamak için özel çaba harcıyormuşum gibi hissediyorum bazen.  Kısaca hep tünelin ucuna kadar gelip son bir kez daha kazmayı vurup ışığı görmek yerine tünelin sonuna geldiğimi farketmeden kazmayı elimden bırakmakla geçiyor hayatım galiba. Yani kendi elimle hep mutluluğu teslim ediyorum. Ben de böyle bir modelim, karamsarlı. Galiba beni en iyi anlatan şarkıyı not ederek içinizi şişirmeyi bırakıyorum. İyi geceler...

“ağrı eşiği diye de bir şey var,
 sen ağrı bağımlısı gördün mü?”

                    -Ömür Gedik & Teoman 🎧


-Böcük

4 Mart 2018 Pazar

DIŞARDA ÇOK SES VAR İÇERDE UZAY

Hayatında her şey ama her şey kusursuzdur. Ailen, çevren, müthiş dostlukların bunlar uzar gider. Ama bir şey eksiktir. Asla adı yoktur. Neden öyle bilmezsin. Ama o eksiklik öyle boktandır ki ne olduğunu bilmediğin için nasıl dolduracağını da bilemezsin. İğrenç bir çıkmaz. Çözmek istiyorsun çözemiyorsun, bulmaya çalışıyorsun bulamıyorsun iyice boka sarıyor. İçindeki o küçük boşluk durup dururken durgunlaştırıyor olmadık yerlerde. Sorulduğunda sebebini açıklayamıyorsun. Cevap net 'Ben de bir bilsem' oluyor. Kendimi sürekli bir puzzle parçasını uymadığı halde yerleştirmeye çalışıyor gibi hissediyorum. Çok benziyor, renkler şekiller uyuyor ama çok zorlarsan oturur ya hani, asla uyan parçanın çat diye oturması gibi olmuyor. Öyle bir şey iste. Olmuyor abi işte bana uymayan şeylerle doldurmaya çalışıyorum o eksikliği. Dolmuyor. 
Neyse birer bira içelim belki çözeriz, belki geçer. 
Bu karamsar yazıyı müthiş bir şarkı sözüyle tamamlamak istiyorum. 
"Dışarda çok ses var içerde uzay."

Taslaklarımda böyle bir yazıyla karşılaştım. Tarih 24.05.2017. O zaman harcayıp yayınlamadığım bu yazıyı şuan içimde olmayan hisler barındırmasına rağmen paylaşmak istedim. Ne çok şey değişti. Boşluklar doldu. 


-NİYAL